Bismillahirrahmanirrahim (Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla)
İnsanlık tarihi boyunca karanlığın temsilcisi olan cahiller sürüsü hep olmuştur. Ancak onlar hiçbir zaman muvaffak olamamıştır. Şüphesiz olamayacaklardır da. Karanlığın ve cehaletin panzehiri de hiç şüphesiz insanlığı aydınlığa çıkaran yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’dir.
Allah’ın kelamı olan Kuran’ı Kerim’in hiçbir faniye ihtiyacı yoktur. Nitekim Allah’u Teala yüce kitabında buyurduğu üzere ;
“Hiç şüphe yok ki o Kur’ân’ı biz indirdik, onu koruyacak olan da biziz.” (Hicr, 15/9) ifadesiyle Kur’an’ın ilelebet hakim olacağını bildirmiştir. Dolayısıyla İslam düşmanları ne dinimize ne de kitabımıza hiçbir zarar veremezler.
Allah’a iman eden kullar olarak; her şeyden önce bilinmesini isteriz ki; asla ve kat’a yüce kitabımız, en büyük kutsalımız olan Kuran’ı Kerim’e yapılacak hiçbir edepsizliğe karşı sessiz kalmayacağız.
Toplumsal yaşamın gereği olarak herkesin ve her kurumun özgürlük alanını belirlerken, ötekinin hukukunu koruma zaruriyeti vardır. Ancak gelin görün ki; kendisini sözde demokrasi ve özgürlük havarisi olarak gören Avrupa ülkeleri, Müslümanlara karşı yapılan saldırılarda hiçbir hassasiyet gözetmemektedir.
Aslında biz sizin neden rahatsız olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Endülüs’te İslam’ın ve Müslümanların kıtanıza getirdiği aydınlık ve saadet sizi korkutuyor. Siz, İslam’ın kuşatıcı ve kucaklayıcı gücünden korkuyorsunuz. İyiliğin ve merhametin öncüsü olan, adil olmayı emreden İslam’ın adaleti, sizin terazinizin dengesini bozduğu için ürküyorsunuz. Biz sizin kimlerin mirasçısı olduğunuzu, açık denizlerde savaştan kaçan göçmenlerin çoluk, çocuk, yaşlı demeden batırdığınız botlarından biliyoruz.
Lakin ne yaparsanız yapın hakikatin nurunu söndüremezsiniz.
Kur’an’ın kainatı aydınlatan ruhunun önüne geçemezsiniz.
Müslümanların birliğini engelleyemezsiniz.
Allah’ın ipine sıkı sıkı sarılan inanmışları yoldan çeviremeyenlerin provokasyonları her gün başka bir şekilde tezahür ediyor. Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakılmasına izin verilmesini de bu provokasyonların bir parçası olarak görüyoruz.
Kutsal olana saldırmanın hiçbir şekilde düşünce ve ifade özgürlüğü kisvesiyle örtülemeyeceğini, aksine bunun bir nefret suçu olduğunu biliyoruz. Ancak her nedense Müslümanların kutsalı söz konusu olduğunda bütün dünyanın, bilhassa batının nasıl üç maymunu oynadığını da görüyoruz. Geldiğimiz aşamada İsveç’in Müslümanların en büyük kutsalı olan yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’e karşı yapılacak bir saldırıya izin vermesiyle suçu himaye ettiğine de tanıklık ediyoruz. Müslümanlar olarak bu tanıklığın gereğini yerine getirmek suretiyle, nereden ve kimden geldiği fark etmeksizin Kuran’ı Kerim’e yapılacak her türlü saldırıya karşı mücadele edeceğiz.
Şehmuz ÖNLÜ
Memur-Sen İl Başkanı