ARTUKLU ÜNİVERSİTESİNE ÇAĞRI, ÇARPIK DÜZENİN YENİ RANT KAPISI … STK’LAR !!!
ARTUKLU ÜNİVERSİTESİNE ÇAĞRI, ÇARPIK DÜZENİN YENİ RANT KAPISI … STK’LAR !!!
STK yani Sivil Toplum Kuruluşu . İsminin anlamını, içeriğini bile bilmeyen yeni dönemin rant kapılarına dönmüş bir kirli çark.
Kendilerini hayatları boyunca kamu yararına hizmete adamış insanların artık yeni düzen stk’lar yüzünden çalışma hevesleri kalmadığından maalesef kenarlarına çekilip oturmak ve olup biteni acı içerisinde izlemek zorunda kaldılar.
Yine de bazı stk kuruluşlarımız direnerek, azim içerisinde çalışmaya gayret ediyorlar ama sayıları maalesef az.
ÇARK STK’LARI NEDİR ?
Genelde çalışma ofisleri yoktur. Adres göstermesi yaparak resmi oluşumlarını tamamlar ve ilk icraatları Vali, Belediye Başkanı gibi makamlara ziyarette bulunup, projesiz, niteliksiz 5 dakika ziyaret çalışmasıyla ellerine geçirecekleri fotoğraf karesi ile kendilerine toplumda yer edinmeye çalışırlar.
Çoğunun yönetim kurulu koftidir. Yani yönetimde ismi geçenlerin yönetimde olduklarından haberi bile yoktur.
Derneğin başkanı dahil olmak üzere kimsenin dernek tüzüğünden ve kuruluş amacından bile haberi yoktur.
Bu saz heyeti genellikle kendi evlerinde eşleri ve çocukları tarafından bile değer görmeyip, insan yerine konma çabasıyla ve birileri onlara sayın başkan desin diye kurdukları bir çarktır.
Genelde siyasi çevre edinme, belki rant ya da ihale alabilme hevesiyle ona buna yalakalık yapan kadrolardan oluşan haysiyetsiz bir yapı basamağıdır.
Yeşilay, Kızılay , Yardımsevenler Derneği gibi veya gerçek duygularla oluşmuş kollektif yapı STK’larının isimleri de bu kirli çark ustaları tarafından zedelenmekte ve toplumun STK’ya olan ihtiyacı ve inancı zedelenmektedir.
Bu STK’larda proje geliştirme, atölye çalışması falan yoktur. Tek amaçları hava civa manşetlerle gidip Validen, Başkanlardan kaynak koparma derdindedirler.
Bu yapılar her alana bulaşmıştır. Sanayi, Tarım, Kültür Turizm, Kadın hakları, çocuk hakları gibi.
Bu tip stk’ların sözde liderleri genelde 1 adet lahmacun veya 1 porsiyon kebabı nerede başkan kimliği ile beleşe getiririm hesabı yapan basit ya da ucuz tiplerdir.
Kimin sırtından bu akşam 35’lik rakı devirir ve ya en olmadı bir bira ile günümü tamamlarım derdindedirler…
Haspalarım biraz da fütursuzdurlar haaa. Memleket meseleleri ile ilgili boş beyinleriyle de sosyal medyada boy göstermekte üzerlerine yoktur.
Mutlaka çökecekleri saf birkaç iş adamı bulurlar ve yol, yemek gibi iaşeleri onların üzerine yıkarlar.
Toplum yararına ve kurdukları STK çatısı içerisinde faaliyet raporunuz nedir diye sorsanız, karşınıza onun bunun organizasyonuna tren olmuş fotoğraflarından başkaca bir şey bulamazsınız.
Hepsininde arkalarında dayıları vardır. Kimi derki Vali benim dostumdur. Kimi derki falanca siyasi yeğenimdir. Hatta bazıları derki Erdoğan beni aramadan uyumaz. Kadim dostumdur. Bizde deriz ki YAV HE HE …
Bazıları da inanılmaz Müslüman ayaklarında dolanırlar orta yerde. Sanırsınız ki sahabi seyididir. Aslında Ebu Cehil ruhunda olduklarını hepimiz biliyoruz ama fırsat verilmiş işte…
Ben kalemimi vatanımdan yana, Milletimden yana kullanan biriyim. bilen bilir korkum sadece ALLAH’tandır. Mahkemeleri de severim ayrıca. Herkesin bildiği üzere zaman zaman Ahmet Ağırakçe’de verdi Mahkemeye, Mehmet Tatlıdede bile verdi. Hepsinden çok şükür beraat ettim çünkü mesnetsiz yazmam. Kanıtsız yazmam, bilmeden yazmam, ispat edemeyeceğim şeyi yazmam. Bu yüzden cin olmadan şeytan çarpmaya çalışanların alayı kendi çarpıldı. Yine versinler bekliyorum.
Sıra Artuklu Üniversitesine çağrı yapmamdaki sebebe geldi.
Kaderi bozuk bir üniversitenin, kaderini değiştirecek kalitede bir rektöre nihayet ulaşıldı. Alim ve İlim adamı olarak gördüğüm, manevi değerler ve ilmi değerler entegrasyonunu muhteşem yöneten Prof.Dr.İbrahim Özcoşar’ın STK eğitimleri ile ilgili etkin ve nitelikli sertifika programlarını Mardin’e kazandırmasını ve hep birlikte kalkınma hamlesinin ana anahtarının Eğitim olduğunu bir kez daha ortaya koymasını diliyorum.
SANA SÖZ MARDİN… HER ŞEY ÖZÜNE DÖNECEK
Murat Çuhadar
Türkiye’nin Yaşam Koçu