“Rahat bir yüzyıl olarak yaşamadık”

Protokolün eksiksiz katılım sağladığı resepsiyonda konuşan Vali Ekrem Canalp, “Dünyada, kuruluşundan sonra, kuzeyinde-güneyinde, doğusunda-batısında sürekli savaş olan Türkiye’den başka bir ülke yok. Türkiye Cumhuriyeti’nin başka bir özelliği daha var. Türkiye Cumhuriyeti kendi içinde de değişik değişik terör örgütlerinin bulunduğu ve bu örgütlere karşı aynı anda mücadele etmek zorunda kalan, dünyadaki tek devlet. Alfabetik harflerin neredeyse tamamını kullanan terör örgütleriyle bu devlet aynı anda mücadele ediyor. Yani 100 yılı hiçbir şekilde rahat bir 100 yıl olarak yaşamadık. Hem dışarıda hem de içeride dünyanın en fazla zorluğuyla karşı karşıya kalmış bir devlet, bir millet ve bir vatan olarak geçirdik. Ama geçen bu 100 yıl sonrasında, bugün gelmiş olduğumuz noktaya baktığımız zaman bambaşka bir tablo görüyoruz aslında. Bu kadar zorluğa rağmen, bu kadar da güçlüğe rağmen, bugün Türkiye Cumhuriyeti, dünyadaki en büyük yirmi ekonomiden bir tanesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusu, dünyadaki bir elin parmaklarıyla sayabileceğiniz en güçlü ordulardan bir tanesidir. Her alanda, dış ticarette, dış yatırımlarda, turizmde, tarımda, aklınıza gelebilecek pek çok alanda, Türkiye şu anda dünyaya örnek gösterilen bir ülke konumuna gelmiştir. Bugün aynı zamanda Türkiye, dünyanın pek çok coğrafyasında mazlumlara kucak açan, mazlum insanların sığınağı olan ve ‘Başım derde girdiği zaman nereye giderim?’ sorusuna, ilk başta cevap olarak söyletilen bir ülke haline de gelmiş durumdadır” dedi.

“TÜRKLERİN VE KÜRTLERİN BERABER YAŞADIĞI YER, VATANDIR”

Misak-ı Milli’yi kısaca tarif eden Vali Ekrem Canalp, “Misak-ı Milli şunu söyler; ‘Türklerin ve Kürtlerin beraber yaşadığı yer vatandır’ der. Bizim cedlerimiz bir şeyi çok iyi gördüler. Eğer biz müştereken, beraberce bir Kurtuluş mücadelesi veremezsek, bizim vatanımız kalmayacak. Çocuklarımıza, torunlarımıza, belki de emanet edebileceğimiz, onların yaşayabileceği bir ülkeleri olmayacak. Bakın çok uzaklara gitmeyin. Eğer bugün Suriye’ye bakarsanız, bugün Gazze’de yaşanan bu kadar insanlık dışı mezalime bakarsanız, bu şekilde geçmişte bizim dedelerimizin yapmış oldukları çıkarımın hiç de yabana atılmayacak bir durum olduğunu hepimiz görebiliriz. 100 yıl önceki gerçeklik, hiç şüpheniz olmasın, bugün ne kadar güçlü bir devlet olsak da, bugün bölgesinin lider ülkesi olsak da, eğer dirliğimizi birliğimiz ile beraber muhafaza edemezsek, listenin her zaman var olabileceğini görmek zorundayız. Onun için, 100 yıl önce bizim dedelerimiz ne yaptıysa, bu dünyayı, bu vatanı ne şekilde gördüyse, bugün de hepimizin üzerinden aynı yük, aynı vecibe, aynı algıyı yaşatmak, bir vecibedir ve bir görevdir. Bugün Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutladık. Geçmişten bugüne geldik. Ama lütfen, bir de 100 yıl sonrasını hayal etmeye çalışalım. Hepimiz ne diyoruz? Çocuklarımıza, evlatlarımıza ‘Bu 100 yıl senin’ diyoruz. Evet, gelecek 100 yıl, birliğimizi, dirliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece bizimdir. Türkiye inşallah önümüzdeki yüzyılda, belki bizim çocuklarımız görecek, belki bizim çocuklarımızın çocukları görecek. Kendi bölgesinin değil, dünyanın lider ülkesi haline gelecektir inşallah” diye konuştu. 100 Yıl resepsiyonu Vali Ekrem Canalp’in, protokol üyeleri ile birlikte 100. yıl pastasını kesmesinin ardından son buldu.