Bahar gözünü açınca önce karlar erimez aslında. Önce çiçekler dergâhını kurar çayırlara, yavaş yavaş süslenir ve kokusunu giderir dağ eteklerindeki çayırların. Soğuktan arınmaya çalışan dağlarının etekleri; ince ince erir kar taneleri, suyu iner küçük kanallar oluşturur küçük dereler oluşur ve tek yerde birikip yol alır bazen Botan’a bazen Fırat’a. Kardelenler de yeşerir çakır çiğdemleri göz kırpar yuvasına bahar getiren bülbüllere, kırlangıçlara ve kuzgun kuşlarına.
Bahar mevsimin kendisini göstermesiyle biter bazı ızdıraplar mesela kar kentlerde romantizm olarak adlandırılırken köylerde ızdırabın doğa halidir. İnsanlar evden keyifle çıkamaz, keyifle kuzular oğlaklar yan yana gelemez üşür minik kulakları. Narin toynakları kızgın soğukta, toprakta oynaşamaz.
Bahar mevsiminin gelişiyle başlar her şey, gün kokusu çakır çiğdemleri kardelenler salıverir gülüşlerini ırmak kenarlarına. Sadece çakır çiğdemleri kardelenler değil memleketin toprağı zengindir renklidir; sümbüller, ormangülleri, papatyalar, laleler, menekşeler, şakayıklar, karanfiller de gözlerini göz alıcı güzelliklere açar. Kışın beyaz, baharda ise rengarenk çiçekler sunar.
Bahar umut doludur, her hikayesinde berrak ve verimliliğin ekip biçmemin gelinciklerin boy gösterdiği yeşilliklerin başlangıcıdır. Bazı hikayelerde de toprak ile bitkileri bir araya getirmeyi temsil eden önemli tarihi mitolojik aktörler karakterler ön plana çıkmıştır. Bunlardan biri de Yunan Mitolojisinde Demeter’dir. Bereket, hasat, tarım ve doğa tanrıçasıdır. Demeter “Tarlalar, Ovalar ve Çayırlar Tanrıçası” olarak da bilinir. Demeter aynı zamanda anne sevgisinin tanrıçasıdır. Toprak ana tabiri oradan gelir hatta. “Çocuklarından berelerini esirgemeyen anne.”
Ekin ekmeyi ve buğdayı simgeler. Demeter mitolojik dönemde yaşayan halka tarımı öğretmiştir. Ancak kızı Persephone yeraltı tanrısı Hades tarafından kaçılıncıya kadar…
Demeter’in kızı Persophone arkadaşlarıyla çiçek toplamaya giderken bir nergis çiçeğine denk gelmiş, kır çiçeklerinin en narini olan nergis çiçeğinin büyüsüne kapılıp onu koparmak için uzaklaşmıştı arkadaşlarından. O esnada yeraltından yeryüzüne gelen yer altı tanrısı Hades Demeter’in kızını kolundan tutarak simsiyah atların çektiği arabasına atarak kaçırır. Yeraltına inerken Persophone öyle bir çığlık atıyor ki, dağların tepelerinden, zirvelerden, doruklardan, denizlerin derinliklerinden yansıyan sesini annesi Demeter duyar. Kızı Persophone’nin izini her yerde arar annesi ama onu hiçbir şekilde bulamıyor. Kimse Persophone’ye ne olduğu konu bir bilgiye sahip değildi, ne tanrılar, ne insanlar, ne de ‘haberci tanrıçası Hermes’. Dokuz gün dolaştı Demeter kızını aradı. Kızı kaybolduğu sürece Demeter hem kızını arar hem de insanlara ekin ekmeyi öğretmeye devam ederdi, yüreği buruktu. Sonunda Güneşin yanına gelerek kızının nereye kaçırıldığı gerçeğini öğrendi. Persophone, Hades’in dünyası yeraltında, ölü ruhların dolaştığı yerdeydi. İmkansızlar ülkesindeydi
Demeter çaresiz kaldı. O yıl toprak bir şey vermedi Demeter’in yasından, insanlar bir şey ekip yetiştiremedi. Bütün insanlık açlıktan ölüp gidecek duruma gelmişti. Sonunda Zeus olanlara el koymak zorunda kaldı kardeşi Hadesi’i kandırdı ve tanrıları Demeter’e gönderdi, öfkesini bir tarafa bırakmasını istedi. Hiç umursamayan Demeter, kızını görünceye kadar toprak doyurmayacaktı insanları. Zeus Hermesi (Haberci Tanrısı) Hadese yolladı ve Persophone’nin Demeter’e geri verilmesini emretti. Zeus bile ciddiyetin farkına vardı.
Parlak güller, yemyeşil ağaçlar ve Demetlerle tasvir edilen gelincikler açıldı.
Hermes altın arabanın dizginlerini tutup da kara atları Demeter’in olduğu tapınaklara sürdü. Anne ile kızın kavuşmaları şahit olunacak bir andı. Kucaklaştılar, öpüştüler, oturup bütün başlarından geçeni birbirleriyle paylaştılar.
Kendisinin yol açtığı kıtlıktan utandı Demeter, üzüntüsü sevince döndü. Geri verdi insanlara özledikleri bereketi, baharı, buğdayı. Bahar tazelendi karlar eridi. İnsanların umudu yeraltı tanrısının gazabından kurtuldu. Demeter’in bereketi her yeri sardı. Parlak çiçekler, yemyeşil yapraklar açtırdı. Otlaklar çayırlar yeşile boyandı. Çakır Çiğdemleri ve Kardelenler tekrar açtı, tekrar süsledi yer yüzünü.
Bizde de karanfillerden önce toprak güllerini gönderir. Kırlangıçlar çıkar yuvasından, karlar erimemiştir ama kış rüyası bitmiştir. Sazlıklar ve dere boyları yeni bir umuda boyanmıştır.