HER BAŞ AĞRISI MASUM BİR AĞRI OLMAYABİLİR
BAŞ AĞRISI DEYİP GEÇME
DİRENÇLİ BAŞ AĞRILARINA DİKKAT
Baş ağrısı, acil servislere ve nöroloji polikliniklerine en sık başvuru sebeplerinden biridir. Çoğu kez umursamadığımız bu ağrı hayati sonuçları olan hastalıkların habercisi olabilir.
Dünya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Muzaffer TEL, nadir görülmesine rağmen sonuçları ağır olabilecek, çoğu zaman geç tanı alan ve şiddetli baş ağrısına neden olan iki farklı hastalık ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Uzm. Dr. Muzaffer TEL: “İlk olarak sinsi seyreden ve tek bulgusu baş ağrısı olabilen İntraserebral Anevrizmalar yani Beyin Damarlarında anormal genişleme (balonlaşma) hastalığı hakkında bilgiler aktaracağım. Anevrizma oluşmasına neden olan faktörler genetik hastalıklar, tansiyon yüksekliği, sigara, alkol tüketiminin fazla olması gibi durumlardır. Anevrizmalar, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Anevrizmalarda özellikle ani tansiyon yüksekliğine bağlı yırtılmalar görülebilmekte ve beyin kanamasına neden olmaktadır. Bu kanama kişide ani bilinç kaybı, bulantı, kusma, şiddetli baş ağrısı, kol ve bacaklarda uyuşma-güçsüzlük, görme kaybı ve ölümle sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle anevrizmalar erken saptanmalı ve tedavi edilmelidir. Patlamamış anevrizmalar baş ağrısı, çift görme, başta ses hissi, kulakta çınlama, göz bebekleri arasında boyut farkı gibi bulgular verebilmektedir. Ailesinde anevrizma öyküsü olan kişiler mutlaka nöroloji hekimleri tarafından değerlendirilmelidirler. Beyin damarlarındaki anevrizmalar bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) gibi görüntüleme yöntemleri ile kolaylıkla saptanmaktadır. Bazı hastalarda karar bu yöntemlerle net verilemeyebilir ve şüphe duyulan hastalara kasık bölgesinden katater ile girilerek beyin damarlarını gösteren bir çeşit anjiografi tetkiki olan DSA işlemi ile kesin tanı konulmaktadır. Anevrizmalar hem beyin cerrahları tarafından ameliyatla kapatılabilmekte hem de hastanın daha konforlu olarak tedavi edilebildiği ameliyatsız, kasıktan girilerek yapılan anjiografi işlemi ile içi doldurularak (koilleme) tedavi edilmektedirler. Bazı anevrizmalar ise kanama riski düşük ise işlem yapılmadan sadece takip edilerek izlenebilmektedir” dedi.
Baş ağrısı ile kendini gösteren ikinci hastalık; Psödotümör Serebri yani yalancı beyin tümör hastalığı için ise Uzm. Dr. Muzaffer TEL şöyle açıklama yaptı, “Yeni adıyla Bening Kafaiçi Hipertansiyonu Hastalığı, beyni besleyen, koruyan beyin omurilik sıvısının (BOS) basıncında artış olması ile ortaya çıkar. Beyin tümörü gibi kafatası içinde basınç artışına neden olur, sinirlere baskı yapar fakat ortada bir tümör yoktur. Tümörün bulgularını taklit eden bir hastalıktır. Daha çok kilolu, genç ve orta yaş kadınlarda görülmektedir. Çeşitli hormonal
bozukluklar, vitamin ve demir eksikliği, bazı ilaçlar ve en sık da obezite bu hastalığa neden olmaktadır. Sinsi seyredebilen bu hastalık da baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, çift görme, bulanık görme gibi şikayetlere neden olmaktadır. Beyin içindeki basınç artışına bağlı göz sinire baskı nedenli kişide geri dönüşü olmayan körlüğe kadar giden süreçler yaşanabilmektedir. Kesin tanı için göz muayenesi, nörolojik muayene ve beyin mr görüntülemesi sonrası şüphe duyulan hastalarda beyin omurilik sıvısının (BOS) basıncının ölçülmesi ve analizi gerekmektedir. Tedavide hastalığa neden olan soruna yönelik plan yapılmakta ve çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. İlaç tedavileri ile kontrol altına alınamayan hastalarda cerrahi operasyonlar gündeme gelmektedir.
Bahsettiğimiz iki hastalık da nadir fakat geç tanı aldığında ciddi sonuçları olabilecek hastalıklardır diyen Uzm. Dr. Muzaffer TEL, “İki hastalıkta da hastaların mükerrer acil servis ve farklı poliklinik başvuruları olmakta ve bu hastalar geç tanı alabilmektedir. Dirençli ve şiddetli baş ağrıları olan hastalar mutlaka en kısa sürede nöroloji uzmanına başvurmalı, detaylı muayene sonrası basamaklı olarak ileri inceleme yapılmalıdır” dedi.