Şeyh Misbah, Bukarki ailesinin bir bireyidir. Şeyh Nureddin’in oğlu Şeyh Şemseddin’in yeğenidir. Babası Şeyh Nureddin ve amcası Şeyh Şemseddin Diyarbakır Dağkapı meydanında Şeyh Sait ile şehit edilmişlerdir.
SEYH MİSBAH BUKARKİ
Şeyh Misbah, Bukarki ailesinin bir bireyidir. Şeyh Nureddin’in oğlu Şeyh Şemseddin’in yeğenidir. Babası Şeyh Nureddin ve amcası Şeyh Şemseddin Diyarbakır Dağkapı meydanında Şeyh Sait ile şehit edilmişlerdir.
Defnedildikten 5 yıl sonra Diyarbakır’daki kabirleri açılıp müritlerin omuzlarında Bismil kamışlı ziyaretine defnedilmişlerdir.
Bu iki zatın ve diğer aile bireylerinin kabirleri Bokarki ailesine ait olan Kamışlı köyünde bulunmaktadır. Babası ve amcasının şehadetinden sonra devlet tarafından birçok zulme maruz kalmışlardır.
Devlet 1933 yılında aileyi sürgün etme kararı alır sürgünde şeyh Misbah ailesiyle birlikte Uşağ’a sürgün edilir. Uşak’ta bir müddet kaldıktan sonra babası ve amcasının davası için Suriye (binxet) tarafına kaçak yollardan geçmiştir.
Suriye’nin ileri gelen beyleri ve âlimleri tarafından misafir edilmiştir Şeyh Sait’in küçük kardeşi Şeyh
Abdürrahim’de o sırada şeyh Misbah’ın olduğu bölgeye gider şeyh Misabah’ı orda gördükten sonra isyanlar ve idamlar hakkında istişare ederler.
O sırada da devletin Dersim’e yönelik harekâtı başlamıştır. Dersim’e Seyit Rıza’ya ve halka yardım için şeyh Misbah önderliğinde şeyh Abdürrahim ve beraberindeki 12 kişi ile birlikte Suriye’den yola çıkarak.
Nusaybin’den hududu geçerek Bismil ilçesine bağlı Salât köyüne varırlar. Orada aralarındaki yüzbaşı tarafından şikâyet edilirler.
Gün doğumuna yakın şikâyet edildiklerini anlayan Şeyh Misbah oradan hareket etmek için yürüdüklerinde etraflarının yüzlerce askerle kuşatıldıklarını görürler ve çatışma başlar. Çatışmada şeyh Abdürrahim ve 10 kişi orda şehit edilir.
Şeyh Misbah ve beraberindeki 2 kişi o çatışmadan sağ kurtulmuştur. Şeyh Misbah Zengulo çayını kullanarak Silvan Haşder köyüne babasının eski uşağı olan Abdulsamet’in evine gider orda yemek yiyip dinlendikten sonra, Abdulsamet’in şikâyeti üzerine köye 1 yüzbaşı ve 3 asker gelir.
Onu almak için Abdulsamet ‘Şeyhim köy tamamen kuşatıldı yüzlerce asker var. Teslim olmazsan koyun namusu ayaklar altına alınacak’ dedikten sonra ‘Milletin namusu gideceğine varsın din ve İslam için benim başım gitsin’ der ve teslim olmaya karar verir.
Askerler silahı elinden almaya korktuğu için silahı şömine bacasından askerlere verir dışarı çıktığında 4 askerin olduğunu görünce ev sahibine ‘Haysiyetsiz adam bana üç kişi olduğunu söyleseydin üçünü öldürüp buradan giderdim’ der.
Askerler tarafından yakalanıp Ambar çayına götürülüp orda şehit edilir ve Diyarbakır Dağkapı’ya götürülür. Kabri torunu Kerem Cengizin çabalarına rağmen halen bulunamamıştır.
Şeyh Misbah cesareti korkusuzluğu ve nişancılığı ile çevreye nam salmış bir din savaşçısıdır.
Yazı ve Derleme; Şeyh Misbah’ın torunu Kerem CENGİZ