ARTUKLU SANAT TARİHİ İZLERİ ORTA ÇAĞ ZENGİNLİK ELÇİSİ – Tülay Çağlar KADI
Tarihi mekânlar bir coğrafyaya ait uygarlık geleneğinin ve birikimlerinin ürünleridir.
Söz konusu yerleşmeler bu değerlerle kimliklerini kazanırlar. Bunlar sadece bulundukları yerin değil aynı zamanda tüm insanlığın ortak mirasıdır. İlk Türk devletlerinden Artuklular 1102–1409 yılları arasında Batman, Mardin ve Diyarbakır çevresinde kurulmuştur. Bu bölgeler birçok araştırmacı tarafından “Barış adası” olarak tanımlanmıştır çünkü çok dinli ve çok dilli yapısıyla günümüzde dünya üzerinde benzeri az bulunan alanlardır dolayısıyla “çok kültürlülük müzesi” olarak zikredilebilir.
Artuklu Sanatına dair kitap oluşturmak projesine neden ve nasıl evet dediniz? Proje nasıl gelişti? Okuyucularımıza bahseder misiniz?
Atatürk’ ün ifade ettiği gibi sanat bizleri köklerimizle buluşturup, birleştirir. Kıymetli Mustafa Kemal Atatürk sanatın tanımını şu sözlerle açıklamıştır: “Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur. Sanat, bir ülkenin yüksek uygarlık düzeyine ulaşması için bir nevi gökyüzüne uzanan merdiven gibidir!” Bende uzmanlık alanımı bu misyonla icra etmekteyim.
Akademik yayın tekliflerinden biri Artuklu dönemi olunca hemen araştırmalara başlayarak kitap oluşumuna karar verdik.
Sanat Tarihinde “Artuklu Dönemini” diğerlerinden ayıran etkiler nelerdir?
Özgünlüğü zaten bireysel olarak oldukça önemserim. Desteklediğim tüm proje ve sanatsal işlerin tamamında özgünlük esas olsun isterim. Zaten dönem itibariyle Artuklu Sanatı, kendini kendinden açığa çıkarmış yani ifade etmiş dönemler arasındadır. Örneğin; Artuklu dönemindeki eğitim kurumları genellikle medreseler olarak bilinir. Medreseler, İslam ilimlerinin öğretildiği ve ilim adamlarının yetiştiği yerlerdir.
Mardin’de bulunan Artuklu medreseleri, dönemin en önemli ilim merkezleriydi. Anlaşıldığı üzere Artuklu medreselerinde farklı sanat ve ilim dalları öğretilirken, öğrencilerin yeteneklerine göre değişik seviyelerde eğitim verilirdi.
Artuklu dönemindeki kütüphaneler de oldukça önemliydi. Bu kütüphanelerde, çeşitli dillerde yazılmış kitaplar bulunurdu ve bu kitaplar öğrencilerin araştırma yapmaları ve bilgi edinmeleri için kullanılırdı.
Kütüphaneler, o dönemdeki bilgi birikiminin merkezi olarak kabul edilirdi. Medreselerdeki derslikler, kütüphaneler ve konaklama birimleri, öğrencilerin bilgiye kolay ve tarafsız erişimi mümkün kılmaktaydı.
Artuklu sultanlarının Anadolu’da uzun yıllar alp, kutlug, yabgu gibi İslam öncesi Türk ünvanlarını kullanmaları söz konusu geleneğin devam ederken Anadolu’ya getirdikleri sanat geleneklerini, hâkim oldukları bölgelerin etkileşim içinde bulunduğu kültür alanlarının yansımaları ile harmoni oluşturmaları , ilgimi çekti diyebilirim…
Harmoni kavramının öneminden her fırsatta çalışmalarım aracılığıyla bahsetmiş bulunmaktayım.