Türkiye’de uzunca bir süredir eğitim sisteminin siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda dini kural ve referanslara göre biçimlendirmek istendiği bilinmektedir.
Türkiye’de uzunca bir süredir eğitim sisteminin siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda dini kural ve referanslara göre biçimlendirmek istendiği bilinmektedir. Bugüne kadar eğitim alanında Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmış, okullarda hayata geçirilen ortak projeler üzerinden eğitimi dinselleşme süreci hızlandırılarak laik eğitim ve laik yaşama temelden aykırı adımlar atılmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ortaokullar ve imam hatip okulları, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı il/ilçe spor müdürlükleri/Gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) kapsamında bir süredir ülke çapında toplantılar yapılmakta ve çeşitli kararlar alınmaktadır. Bu kararlardan birisi de Milli Eğitim Müdürlükleri ve il müftülükleri aracılığıyla okullara öğrencilerin ‘manevi gelişimini desteklemek’ amacıyla ‘manevi danışman’ görevlendirilmesi olmuştur.
Türkiye’deki bütün eğitim kurumları, iktidarın ırkçı, mezhepçi, ayrımcı ve otoriter uygulamaları nedeniyle gerçek işlevlerinden hızla uzaklaştırılmıştır. İktidarın eğitim başta olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarında ‘tek din, tek mezhep’ anlayışı çerçevesinde hayata geçirdiği bu tür uygulamalar ile laik-bilimsel eğitim başta olmak üzere eşit, özgür ve demokratik yaşama karşı açık bir tavır alındığı anlaşılmaktadır.
Eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamaları tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatma haline gelmiştir. Bu konuda özellikle eğitim sisteminin “tek din, tek mezhep” anlayışına uygun olarak dini kurallara göre biçimlendirilmek istenmesi kabul edilemez. Yürütme Kurulumuz ÇEDES projesi başta olmak üzere, eğitimde yaşanan her türlü dinselleşme uygulamasına karşı konuya duyarlı demokratik kitle örgütleri ve öğrenci-veli dernekleri ile iletişime geçerek ortak tutum arayışı içinde olacaktır
.Bu projeler Okulları iktidar bloğunun arka bahçesi haline getirilme çabasıdır ve eğitimin niteliğine de bir katkısı yoktur. Okullarda rehber öğretmene ihtiyaç olduğunu, halen psikolojik danışmanı olmayan okulların var olduğu bir eğitim siteminde Bu ihtiyacın Pedagojik eğitimi olmayan imam veya din görevlileri ile doldurulması Öğretmenlik Mesleğinin itibarına yönelik bir suikasttır. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırmasına asla izin vermeyeceğiz
EĞİTİM SEN BATMAN ŞUBE YÜRÜTME KURULU