YAKLAŞAN GÜNAHA MERHABA DİYECEK MİYİZ?
Yeni bir yıla girmeye hazırlanırken, kimler tarafından yönlendirildiğimizi, İslam’dan ne kadar da uzak olduğumuzu ve bilerek içinde kaybolmaya çalıştığımız yaklaşan günaha girmeye çalıştığımızı anlamamışsak, yeni yılın ömrünüze bereket olmadığını, günahlarınıza bereket olduğunu bilmelisiniz. Ve bu günah üzerine Müslüman halk olarak düşünmeye ihtiyacımızın olduğunu, aklı olan her Müslümanın hissedeceğinden eminim.
Madem Müslümanız, bu gidişe bir dur demeye, hep birlikte evet demeliyiz. Çünkü yılbaşı yeni bir yıl olsa bile, bugün bu adet, artık Hristiyanlaşmış bir âlemin kutladığı, İslami olmayan küfrü bir gelenektir.
Evet! Yılbaşı ve Hristiyanların Noel olarak tabir ettiği kutlamalar birbirinden farklıdır. Ama bugünlerde de gözlerimizle müşahede edeceğiz ki, yılbaşı artık, Hristiyanların Noel bayramlarının devamı niteliğinde, bir kutlama ve iğrençliğin adresi olmamış mı?
Biz yılbaşını kutlarken Noel baba kıyafetleri ile İslam libasından soyutlanarak, papazlığa soyunmuyor muyuz?
Onlar gibi eğlenip, onlar gibi fısku fücura dalmıyor muyuz? Ve bunlardan da “Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir” yine “Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır.” diye buyuran peygamberimizin tarifine tıpa tıp uymuyor muyuz?
Peki, bu kadar uyarıdan sonra, hala yaklaşan günaha dur demek için düşünmeyecek miyiz?
İnanın düşünmek bile artık imanın zayıfladığının kanıtıdır. “heyhate minezille” zillet bizden uzaktır” diyen önderlerimizin yolundan ne kadar da uzağız.
Yine normal günler de hindi yemeyip, yılbaşında hindi yemek, yani bir başka deyimle Hristiyanların hatırı için hindi tüketmek, aslında Hristiyanlara benzemek değil de nedir? En önemlisi de kurban bayramlarımızda hayvan severlerin feryatları niçin bu hindiler için de olmuyor!
Yine sadece yılbaşı gecelerinde Noel rezaleti uğruna milyonlarca çam fidanının kesilmesi, Hristiyanlara benzemek değil mi?
Helal kazancın karşılığı olan cennetin biletini, bu gecede haram kazanç olan cehennemin bileti niteliğinde olan milli piyango biletlerini almak, bu gece de İslam’dan uzaklaşmamızın tescili değil mi?
İnanın bu günaha dur demeyip, nefsimizi frenlemezsek, “hiçbir şefaatçının olmadığı o günde” bize kim rahmet nazarı ile bakacak hiç düşündük mü?
İmam-ı Rabbanî hazretleri de bu konuyla ilgili şöyle demektedir: “Hinduların bayram günlerine, ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, Müslüman bayramı zannediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir”. (Mektubat- Rabbani 3/41)
Yine onların bizi kendi inançlarına çekmek istemesi ve bizim icabet etmemiz, peygamber efendimize ne kadar büyük bir saygısızlıktır biliyor muyuz?
Onların aslında bu tavrı biz tavizcileri inançlarımızla pazarlığa götürmüyor mu?
İnançta pazarlık olsaydı peygamber efendimize “ey Muhammed gel bir sene sen bizim tanrımız olan Lat ve Uzzaya ibadet et. Bir senede biz senin rabbine ibadet edelim” diyen kâfirlerin gülünç çağrısına “kafirün süresi” ile peygamber efendimiz cevap vermezdi.
Ama biz ne olur gibisinden, onlar gibi Hristiyan libasına bürünerek, Hristiyanlık inancımızı her yılbaşında tazeliyoruz ya! Bir de buna İslam demek günahın başka bir adı değil mi?
İslam’dan taviz vermek, onlara hoş görülü olmak anlamına gelmez. Onların dinini kabul etmek olur ki Allah Teâla Ali İmran süresinde: “Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, bilsin ki onunki kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” (Âli İmran, 85) buyurmaktadır.
Sonuç olarak eğer yeni yılı karşılamanız, yukarıda kutlanan şekilde ise, “yeni yılınız bereketli olsun” sözü aslında “ günahlarınıza bereket olsun” anlamına geldiğini bilmemek için, akıldan yoksun olmak demektir.
Artık rabbimin dediği gibi; “Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Fakat kulları için küfre razı olmaz. Ve eğer şükrederseniz sizden hoşnut olur.” (Zümer, 7)
Yeni yıla girmeye hazırlanırken, yeni yıla İslami inançlarınız da kâfirlere benzemek uğruna taviz vermeyip, Kâfirlerin bize yılbaşı gününü meşhur ettiği gibi, İslami bir tarih olan ve yılbaşı gününe denk gelen Mekke’nin fethini öne çıkararak, sizlerin de İslami hassasiyetlerinize sahip çıkıp bu günü idrak etmeniz temennisiyle…
Mehmet Ali ASLAN
Osmanlı Teşkilatı Genel Başkanı